Gemi nedir?
Tarihte su üzerinde yolculuk yapmak isteyen ilk insanlar batmayan basit bir ağaç kütüğünden yararlanmışlardır.Bunu dengelemek için başka ağaç kütükleriyle birleştirip sallar yapmışlar,veya içini oyup kano haline getirmişlerdir.Gemiler 18.yüzyıla kadar kürekle veya yelkenle yürütülüyordu.Kürekli teknelerde çalışması için onlarca köle kullanılması ve yelkenli gemilerin de yönetim açısından daha zor olması ve donanımlı ekip gerektirmesi sebebiyle yeni yürütme güçleri aranmaya başlanmıştı.18.yüzyılda Thomas Newcomen tarafından ilk hava motoru geliştirilerek 1736 tarihinde İngiltere'de bir tersanede inşa edilen "Hull Tugboat" adlı gemiyle kullanılmaya başlanmıştır.Gelişen teknoloji sebebiyle denizde sayıları artan teknelere hukuki açıdan da bir düzenleme getirilmesi gerekiyordu ve İngilizler yine bu olaya bir açıklık getirdiler.
Osmanlı'da Bir Kalyon |
İlk olarak hukuki bir tanım olarak İngiltere'de 1894 sayılı İngiliz Deniz Ticareti Kanunu ( Merchant Shipping Act ) sektör 742'ye göre tanımlanmış ve "Denizde,kürekten başka alet ile sefer yapabilen her tekne, gemidir." ifadesi ile tarif edilmiştir.Bu tanım karşısında ise Hollandalılar Hollanda Ticaret Kanunu madde 309'da "Adı ve nevi ne olursa olsun bütün deniz vasıtaları gemidir." ifadesi ile tanımlamıştır.
Günümüzdeki tanımına istinaden inceleyecek olursak geminin 4 ana unsuru bulunmaktadır.
1-TEKNE : Gemi varlığı için,ön koşul olarak bir araç olan tekne kavramı(craft) ,içi boş ve suda (altında veya üstünde) yüzme yeteneği bulunan cisim anlamındadır,günlük kullanımda içi oyuk hacimli şey teknedir.Sallar suda yüzer olmalarına rağmen,içleri boş olmadığından tekne sayılmazlar.
2-PEK KÜÇÜK OLMAYAN : Küçüklük kavramı kesin bir ölçü vermiyor olmakla birlikte,anlaşılması gereken;teknenin denize açılabilecek ve deniz tehlikelerine direnç gösterebilecek büyüklükte olmasıdır.Bu yüzden küçük sandallar ve çok küçük yelkenlileri gemi kavramı dışında tutmak gerekir.
3-DENİZDE HAREKET ETME OLANAĞI OLAN : Bu unsura göre inşaat halinde (henüz kızakta) bulunan tekneler gemi kavramı dışındadır.Kanuna göre oluşan tartışmadaki nokta da "Hareket olanağının teknenin kendisinde olması şart mıdır?" sorusudur.
"Buna göre bir römorkör ile çekilen geminin durumu nedir?" bu halde gemi çekilirken eğer gemi kendi gücünden yoksun olduğu halde gemi niteliğini kaybetmiş değildir.İnşa halindeki gemi ise kızaktan indirildikten sonra ve seyire hazır bulundurulursa gemi niteliğini kazanırlar.Deniz uçaklarının asıl faaliyet sahası hava olmakla birlikte,denizde bulundukları anda meydana gelen olaylara çatma ve kurtarma-yardım hükümlerinin uygulanması fikri geliştirilmektedir.Böylece henüz yelkenlerini açmamış bir tekne veya motoru çalıştırılmamış-sabit olmayan motoru kıçtan henüz takılmamış- bir tekne,geçici olarak arızası nedeniyle çekilmekte olan bir tekne ya da kaza sonucu manevra kabiliyetini kaybetmiş bir tekne gemi niteliğini korumaktadır.
Modern Bir Tanker |
Tüm bunları göz önüne alıp,bir de şu açıdan bakalım.Biz insanların da denizde yüzme özelliği var,kendi kendimize manevra da yapabilir,hatta belli bir amaç için de yüzme işini gerçekleştirebiliriz,zira pek de küçük değiliz.Peki ya bizler gemi miyiz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder